MARKALAR, YORUMLAR, TAVSİYELER.!

TÜKETİCİ ŞİKAYETLERİ VE YENİ TÜKETİCİ YASASI NELER GETİRDİ

Tüketici Şikayetim Var;


Tüketiciyi koruma yasası 1995 yılında gündeme geldi. o güne kadar Türkiye, tüketici yasasına sahip olmayan birkaç ülkeden bir tanesiydi ve bu utanç verici bir durumdu. Tüketici yasası 2003'te revize edildi ve şimdi çok kapsamlı bir değişiklik yapıldı. Bu değişiklik tüketicinin pazarda karşılaştığı bazı uygulamalardaki haksızlıklar, avrupa birliğine uyum, dünya tüketicilerin haklarıyla ilgili entegrasyon, tabi ki bakanlığın kendi hissettiği uygulamalardaki hataların, yanlışlıkların düzeltilmesi. Kanunu sürekli revize den ve tüketici lehine sürekli geliştiren genel müdürlüğe, özellikle başta Genel Müdür Ramazan Bey olmak üzere tüm çalışanlara tüketiciler adına teşekkür ediyorum.

Tüketicilerin pazarda karşılaştıkları sorunlar ve bunların düzeltilmesi yönünde yapılan çalışmaları takdirle karşılıyoruz. Her yıl yapılan saha çalışmalarında tüketicilerle ilgili bilgiler topluyoruz. Akademik hayatımızın çoğu araştırma ve bilgi üretmeyle geçiyor. 2002 yılında kurduğumuz tüketici pazar uygulama ve araştırması merkezimiz var, buralarda da veriler üretiliyor. Burada oluşan verileri yazılar halinde ilgili tarafların görüşüne sunuyoruz. Yasaya rağmen belirli konularda tüketicilerin mağduriyet ve bilgi eksikliklerinin olduğunu görüyoruz. Yeni yasayla bu mağduriyetler giderilmeye çalışılıyor ancak maddeler yanlış ve ayrı maddeler halinde düzenleme yapılmış. Bu yasa 76 milyonu ilgilendiriyor, Belki bazı yasalar küçük grupları ilgilendirirken, bu yasa medeni kanun, borçlar kanunu gibi belki Türkiye'nin en önemli yasalarından bir tanesi.

İlk düzenleme sözleşmelerle ilgili, haksız şartlar, sözleşme oluşturduktan sonra tüketici aleyhine değiştirilememesi,en çok mağduriyetlerin yaşandığı kapıdan satışlar, kapıdan satışlar istismara çok açık bir alan. Özellikle tüketicinin de bilgi eksikliğini çok istismar eden bir alandır. Kapıdan satış yapacak firmanın bakanlıktan yetki belgesi alması, kapıdan satış ve mesafeli sözleşmelerdeki cayma hakkının 7 günden 14 güne çıkartılması bu çok önemli bir kazanım. Yine ayıplı, kusurlu mallarda tüketicinin seçimlik hakları muhafaza edilmiş. Kusurlu mallarla ilgili zaman aşımı eski yasada olduğu gibi. Taşınmazlarda 2 yıl, taşınır mallarda 5 yıl. Bir ilave madde getirilmiş burada, malı satın aldığınız tarihten ilk 6 ay içerisinde herhangi bir arıza oluştuğunda ve tüketici bunun ayıplı mal olduğunu beyan ettiğinde bunun ayıpsız mal olduğunun ispatı satıcıya bırakılmış. Tüketici bunun ayıplı olduğunu ispat etmekle yükümlü değil, satıcı bu ayıplı değildir diye ispat etmekle yükümlü.

Genel olarak baktığımızda en önemli yaklaşım krediler ve bankalarla ilgili düzenlemeler. Özellikle tüketici konseyinde biz toplantılarda tüketici derneklerinin en çok üstünde vurgu yaptığı ve kendi üyeleriyle ilgili mücadele ettikleri alan bankacılık düzenleme ve denetleme kurulunun kapsamına giren alan. Böyle baktığımızda bankaların üyelik aidatları, eft paraları, hesap işletim ücreti, dosya masrafları gibi alanlar. Bir konseyde ciddi bir veri paylaştılar ve bankaların kendi gelirlerinin %60'tan fazlası faiz dışı gelirler. Fazi dışı gelirler olarak baktığınızda tabi ki çok ciddi. Bunlar bizim gözümüze görünmeyen 1'er 2'şer lira gibi paralar ama toplamda çok ciddi meblağlar. Bazan bankada kendi hesabınıza para yatıracaksınız ama farklı şehirde olduğunuzda 70 lira havale ücreti ödeyeceksiniz diyorlar. Yani insaf, internetten yaptığınız işleme 1,5 lira kesen banka aynı işlemi memur yapacağı zaman 70 lira talep ediyor, anlamıyorum. Eskiden bir posta masrafı vardı ama şimdi epostayla devam ettiği için buna inanamıyorum. Burada bddk'nın da burada içinde bulunduğu bir ortamda ciddi tartışılmış, paylaşılmış bir yasa. Bunlar içerisinde sektör de var tabiki, muhatap olan sektörler.

Şimdi söyleyeceğim şey kredi kartları, biz toplum olarak çok fazla kendi hak ve sorumluluklarımızı bilen, araştıran, değerlendiren ve bunun peşinde koşan insanlar değiliz. Çok az bir kitle bu konuda belirli ölçüde ısrarlı ve kararlı davranıp haklarının peşinden gidiyor. Böyle olunca da tabi kredi kartlarının kullanımında da sanki cebinizde binlerce, yüzbinlerce lira varmış gibi onu çok rahatlıkla harcayabiliyorlar ve bu noktada da mağduriyetler ortaya çıkıyor. Kart aidatları giderek yükseliyor, hele ek kartlar dağıtıldığında ailenin diğer fertlerine. Burada aidatsız kartlar devreye girecek ama bu kartların kullanım limitleri ve alanları da sınırlandırılacak. Kullanım alanlarını biraz genişletmek istediğinizde belirli bir aidat ödeyeceksiniz mutlaka, o da bddk ve bankaların sözleşmelerinde tüketiciye bildirilecek, beyan edilecek. En önemli şey burada kredi kullanımı. Kredi kullanmada sırf bankada açtığınız hesap krediye bağlı bir hesapsa orada hiçbir ücretlendirme söz konusu olmayacak. Yani krediden kaynaklı açtığınız hesaba işletim ücreti gibi ücretler gelmeyecek ve krediniz bittiğinde bu hesap kendiliğinden kapatılacak, ancak tüketici bunu muhafaza etmek ve devam ettirmek istediğinde bu ücretlere de katlanacak.

Başka söylemek istediğim en önemli şey yapı ruhsatlarıyla ilgili. Biliyorsunuz Türkiye çok önemli bir konut sektörüne sahip ve çok canlandı. Gün geçmiyor ki gazetelerde sayfalarca büyük konut projeleri yer almasın, çok ciddi altyapısı hazırlanmış, sunulmuş, baktığınızda orada olmak ve oradan bir daire sahibi olmak isteyeceğiniz projeler var. Ama bunların büyük çoğunluğu kağıt üzerinde ve satışa açıldığında da kağıt üzerinde, maketin üzerinde bir daire seçiyorsunuz görmeden. Burada mağduriyetler söz konusu olunca bakanlık bunu da düzenlemeye almış. Yapı ruhsatı almadığınız taktirde böyle bir satış işlemini başlatamıyorsunuz. Öncelikle yapı ruhsatını almış olmanız gerekiyor. Burada da cayma hakkı var. Gittiniz evi beğendiniz, seçtiniz ama 14 gün sonra cayma hakkınızı kullanabiliyorsunuz ve yatırdığınız peşinatı da geri alabiliyorsunuz. Burada belirli miktarlarda %2 gibi bir kesinti oranıyla tabi ki. Ama belirli sürelerdeki cayma hakkında bu miktarlar yok. Böyle baktığımızda yapıların denetimi bu şekilde oluyor. Sonrasında konutların bitirilmesiyle ilgili 36 ay süre verilmiş. Bu 36 ay süre içerisinde konutun bitirilmesi gerekiyor.

Bir önemli şey de reklam kurulu. Reklam kurulunda benim çok önemsediğim aldatıcı, yanıltıcı reklamları doğrudan tüketicinin talebiyle resen incelemeye alıyor. Burada reklam kuruluna bir görev daha verilmiş, haksız ticari uygulamaları da reklam kurulu değerlendirecek bu çok önemli birşey. Çünkü siz haksız bir ticaret uygulamasıyla karşı karşıya kaldığınızda ya ticaret odasına, ya tüketici derneklerine, ya o esnafın yada sanatkarın üye olduğu hangi kuruluşsa, esnafsa esnaf odası, tacirse ticaret oadalarına falan, tüketici hakem heyetine gidiyorsunuz. Orada bir mücadele vermeye çalışıyorsunuz veya mahkemelerde. Burada bu yasa ile birlikte bu da reklam kurulu bünyesine alınmış olması beni çok heyecanlandırdı açıkçası. Çok da güzel bir reklam konseyi oluşturulmuş, Reklam konseyi de sektörün taraflarının bir araya geldiği ve reklamların belirli ölçüde değerlendirildiği ve tüketicinin aldatıcı, yanıltıcı reklamlarla muhatap olmamasını sağlayacak bir istişari konsey. Bu da tüketiciler açısından çok ciddi bir kazanım.

Bir başka söylemek istediğim şey, paket turlar. Biliyorsunuz paket turlarda ciddi istismarlar çok. Benim bir arkadaşımın eşi parasını yatırdı, tam gideceğinden bir gün önce ortada tur şirketi yok tüm paralar ödendi. Tur'un bağlantılı olduğu büyük şirketin de bu tür satıştan haberi yok. Yani şirket büyük, o da yan şirket olarak onun tur'u satıyor, ortada yok ve düşünebiliyor musunuz yatırdığınız paranın dışında bir de bir beklentiniz var, seyahata gideceksiniz, bir heyecan var, değişik yerler göreceksiniz derken birden bire bir gün önce bavulunuzu toplarken haber geliyor ki böyle birşey yok. Size uçakta yer ayrılmadı gibi. Bu tür istismarlar söz konusu. Burada bu çok önemli birşey paket turlarla ilgili. Herhangi bir değişiklik söz konusu olduğunda, tur'un anayapısını bozacak birşey, mesela uçakta, saatte veya gidilecek yerlerin herhangi birinde bir değişiklik söz konusu olabilir. O zaman tüketici direk olarak cayma hakkını kullanabiliyor, ödediği bütün bedeli geri alabiliyor. Tüketicilerin şirketleri araştırmaları gerekiyor, Tursab üyesi mi, hangi sınıf, kaçıncı sınıf şirket, A sınıfı mı B sınıfı mı, belgesi var mı yok mu, çünkü belirli bir iş sektörüne, üst kuruluşa üye olduğunuz taktirde orada hakkınızı aramak çok kolay ama böyle bir üyelik yok ve kapı arkası turizm şirketi, sadece levhaya sahip bir turizm şirketiyse tabiki ciddi mağduriyetler söz konusu olabiliyor.

Piramit Satışlarla ilgili bir düzenleme var. Biliyorsunuz piramit satışlarda insanları çok heyecanlandıran durumlar. Bin lira koy, arkadaşlarını bul, bir zaman sonra bu pramit büyüyecek senin cebine Onbin lira girecek falan gibi satışlar. Bunlar ciddi olarak yasaklanmış durumda. Örtülü, gizli reklam hala yasak. Çok ciddi birşey var burada, mukayese reklam, yani marka vererek diyelim ki bir yağ reklamı, ben falanca markadan daha iyiyim, yada bir tv, ben bu televizyondan daha iyiyim, bir telefon benim yazılımım, donanımım ondan daha iyi veya daha hızlı, gsm operatörlerinde hız söz konusu ya. Hatta böyle gizli, örtülü, ima ederek, hangi şirketle kendini mukayese ettiğini ima ederek var olan reklamlar artık aleni ve açık olarak düzenlenecek. İsim vererek, mukayeseli reklam serbest bırakıldı.

Bir başka düzenleme de hakem heyetleri. Yine hakem heyetlerinin yapısı muhafaza edilmekle birlikte sayıca artırılacak ve bu tüketici sorunları hakem heyeti dediğimiz kısaca halkın kendisnin hakem heyeti dediği kuruluşlar, şimdi ismi hakem heyeti olarak değiştirildi. Bu kuruluşlar devam edecek, tüketici yine oraya mağduriyetleriyle ilgili başvurularda bulunacak. Tabi parasal limitler düzenlenmiş, bazı limitlerde il hakem heyetlerine, bazı limitlerde ilçe hakem heyetlerine başvurularda bulunmak üzere ve tüketici mağduriyetlerinin çözümüyle ilgili belirli hakem heyetlerinin iş yükü çok falzla. Mesela Çankaya hakem heyetlerinde çok ciddi yoğunluk vardı. Özellikle Ankara'nın büyük ilçelerinde de, Altındağ hakem heyeti keza öyle. Bunlar sayıca artacak, çankaya hakem heyeti 1-2 gibi.

Son cümlemi şöyle toplamak istiyorum, tabi ki bu yasa son yasa olmayacak. Şöyle ki, dünya gelişiyor, tüketici hakları gelişiyor, pazar şartları değişiyor, giderek bu kanun geliştirilecek ancak dünyanın en mükemmel tüketici yasasına sahip olabilirsiniz, hiç eksiksiz olabilir ama tüketici bilinci olarak yasanın size sağladığı haklardan haberdar değilseniz, bu hakları uygulamada kullanamıyorsanız ve bu hakları yaşama geiremiyorsanız kısaca tüketici bilinç düzeyinizi yüksek tutamıyorsanız o zaman yasaların sadece rafta kalması, sizin haklarınızı koruyabilmesi çok da mümkün değil. Bürokrasi bu yasa dilini çok düzeltemeyebiliyor ama tüketici dernekleri, bizler, uygulamadaki avukatlar, bunlar rahatlıkla tüketicilere anlatabiliyor. Eminim bakanlık, bu yasa ile ilgili tüketicinin anlayabileceği küçük bir kitapçık çıkarıp tüketicilere en kısa zamanda dağıtacaktır, onlarda o enerji var eminim.





Prof. Dr. Müberra Babaoğul

Hacettepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi